VOLKAN NEDİR?
Magmanın
yerkabuğundaki
etkinliği sonucu gelişen oluşumlara verilen “volkan” adı, roma
mitolojisindeki ateş tanrısı Vulcan’dan gelir. Volkan konilerinin tanrıları
yenilmez kılan silahları
yapan usta ve ateş tanrısı Vulcan’ın yeraltındaki atölyesinin bacaları olduğuna inanan
eski Romalılar volkanik etkinlik sırasında gözlenen patlama ve etkinlikleri ise Vulcan’ın
örsünden çıkan sesler ve kıvılcımlar olarak değerlendirmişlerdir.
Volkanlar
yerkabuğunun
altındaki mantoda yer alan magmanın ve volkanik gazların yeryüzüne
ulaştığı bacalardır. Bunlar özellikle
tektonik plaka sınırlarında bulunmakla birlikte, yerkabuğundaki zayıf noktalardan magmanın
yüzeye doğru yükseldiği alanlarda da yer alır. Bazı
volkanlar şiddetli bir şekilde püskürürken, bir bölümü ise
daha yavaş bir şekilde lav ve volkanik
gaz çıkışını sürdürür.
Şiddetli şekilde patlayan volkanlar; zehirli
gazlar, piroklastik malzemeler
(boyutları çok büyük blok ile kül arasında değişen katılaşmış lavlar), nuee ardantes-kızgın
bulut (hızla hareket eden, aşırı derecede sıcak gaz bulutları ve ince taneli küller)ve
çok büyük hacimde küller gibi yaşamı ve çevreyi tehdit edici ürünler
çıkarırlar. Volkanların
depremler, taşkınlar, heyelanlar ve yangınlar gibi diğer doğal afetleri tetiklemesi
de olağan ve yaygındır. Pek çok volkan,
patlamadan önce küçük şiddetteki depremler, volkanik gaz çıkışı gibi değişik şekillerde belirtiler gösterir.
VOLKANLAR NASIL OLUŞUR?
Yeryuvarının
yüzeyinden merkezine doğru birbirini izleyen üç bölüm yer alır. Bunlar:
Yerkabuğu, Manto ve Çekirdek’tir.
Yeryüzünden 2890 km. derinlikte çekirdek yer alır. Çekirdeğin kristal halindeki demir/nikel
karışımından oluştuğu düşünülmektedir. Bu kısımda sıcaklığın 4500ºC olduğu sanılmaktadır. Çekirdeğin üzerinde Manto bulunur. Manto
“magma” adını verdiğimiz erimiş kayaçlardan oluşmuştur. Manto, kıvrımlı dağların oluşumu, şiddetli depremler, volkanik olaylar
gibi yerkabuğunda meydana gelen büyük olayların kuvvetini ve enerjisini sağlayan bir kaynak durumundadır.
Yeryuvarının
üst kısmı ise 70-100 kilometre kalınlığında katı bir kabuk ile çevrilmiştir. Bu katı kabuğa taşküre denilir. Taşküre birçok büyük parçalara
(levhalara) bölünmüştür ve manto üzerinde yılda 2-5 cm. hızla hareket eder. Taşküre, daha yumuşak ve akıcı olan manto üzerinde,
tıpkı su üstünde yüzen tahta parçaları gibi hareket ederler. Depremler ve
volkanlar birbirine göre hareket eden levhaların sınırları boyunca meydana
gelir. Levhaların
birbirlerinden
uzaklaştığı ve yakınlaştığı sınırlar boyunca litosferin
altındaki magma yeryüzüne ulaşır ve volkanları oluşturur.
Magmanın yeryüzünde veya yeryüzüne
yakın derinliklerdeki faaliyetine volkanizma denir. Bu sırada sıvı katı ve gaz
hallerinde yeryüzüne çıkan magma değişik biçimde volkanları (yanardağları) meydana getirir.
Volkanizma
sonucu yüzeye çıkan maddeler
1- Sıvı
maddeler (Lavlar)
2- Katı
maddeler (Piroklastik maddeler)
3- Gazlar
Volkanın şekli ve yapısı onu oluşturan magmanın özelliğine bağlıdır. Eğer magma akışkan ise yeryüzüne sadece lavlar
çıkar ve geniş alanları kaplayarak platolar oluşturur. Eğer magma kıvamlı ise yeryüzüne hem
lav hem de katı maddeler çıkar. Çıkan katı maddeler volkan konilerini oluşturur. Volkanlardan katı malzeme ve
lav çıkışı sırasında
volkanik patlamalar meydana gelir. Volkanik patlamaların en önemli nedeni,
magma içinde erimiş halde bulunan gazların magmadan ayrılmasıdır. Normal olarak, yüksek
basınç altında magma
içerisinde erimiş halde bulunan çeşitli gazlar basıncın azalması ile
magmadan ayrılır ve büyük
bir güçle yeryüzüne çıkmak ister. Basıncın azalması veya kalkması ile magma köpürür,
hafifler, daha akıcı bir hal alır, daha kolay püskürme özelliği kazanır. Bu olayı bir gazoz şişesini salladıktan sonra kapağını açtığımızda gazozun fışkırmasına benzetebiliriz.
Volkanlar
4,6 milyar yaşındaki dünyamızın meşaleleri gibidir. Volkanik patlamalar canlı yaşamının yok olmasına ve büyük
ekonomik zararların oluşmasına neden olurlar. Bazen patlamanın
şiddeti o
kadar büyük olur ki, volkandan çıkan küller tüm atmosferi kaplayarak iklim değişikliklerine bile neden olabilir.
Örneğin günümüzden
3 bin 500 yıl önce Ege Denizi'ndeki
Santorini Adası'nda patlayan volkan, Girit Adası'ndaki Minos uygarlığını yok etmiş. Bu bölge yıllarca güneş ışığına hasret kalmıştır. Volkanların yararları da
sayılmayacak kadar
çoktur. Birçok önemli maden yatağı volkanlara bağlı olarak oluşur. Dünyanın en verimli tarım
alanlarının bazıları volkanik alanlar üzerindedir. Yeryüzünde bilinen
volkanların sayısı binlere ulaşmasına karşın ancak 516 kadarı tarihi çağlarda faaliyet göstermiş, bu nedenle aktif volkanlar olarak
kabul edilmişlerdir. Dünya üzerindeki aktif volkanlar üç ana bölgede toplanmıştır. Volkanların en yoğun olduğu bölge Pasifik Okyanusu’nun
kenarlarıdır. Volkanların aktif olduğu ikinci bölge Türkiye’nin de içinde
bulunduğu Alp-Himalaya
kıvrım kuşağı, üçüncü bölge ise okyanus
ortalarıdır.
TÜRKİYE’DE VOLKANİK DAĞLAR
Türkiye’de volkanik alanların oluşumu, III. Jeolojik Zaman olan
Tersiyer’de yani günümüzdenyaklaşık 20 milyon yıl önce başlamıştır. Bu dönemde yerkabuğundaki kırıklardan çıkan lavlar
Anadolu’da farklı yer şekilleri oluşturmuştur. Tersiyer başlarından tarihi çağlara kadar belirli aralıklarla devam eden volkanizma sonucu milyonlarca
metreküp volkanik malzeme yüzeye yayılmış ve başta Doğu Anadolu’da olmak üzere yer yer
1000 metreden daha kalın volkanik bir kabuk eklenmiştir. Doğu Anadolu’nun yüksek olmasının bir
nedeni de kalın volkanik örtünün varlığıdır. Bu dönemde oluşan volkanik dağlar o kadar yüksektir ki, bunlar
ülkemizin en yüksek dağlarını oluşturmaktadır. Tarihi zamanlara ulaşan volkanik etkinlikler ise Erciyes
ve Nemrut volkanında gerçekleşmiştir. Ancak günümüzde Türkiye’de
aktif volkan bulunmamaktadır. Bilim adamları, yanardağları 'tamamen sönmüş' kabul etmenin son derece yanlış olduğu, Türkiye için az da olsa halen risk
bulunduğu
fikrindedir. Bazı yanardağlarda (Erciyes, Hasan dağı, Büyük ve Küçük Ağrı dağları, Tendürek, Nemrut, Süphan dağları vb.) halen gaz ve buhar çıkışları gözlenmektedir. Türkiye’deki
volkanik alanları bölgeler göre ele alırsak;
A. EGE BÖLGESİ VOLKANLARI
Ege Bölge’sinde Biga dağları, Dumanlıdağ, Yunt dağı volkaniktir. Ülkemizdeki en genç volkanlar ise
Manisa'nın Kula İlçesi yakınlarındaki Kula Volkanları'dır. Bu özelliği nedeniyle bu yöreye Yanık Ülke
(Katakaumene) denilmektedir. Bu volkanik arazide, volkanik küller içinde
bulunan insanlara ait ayak izleri ise dünyada sadece birkaç bölgede vardır. Bu
izler, volkan patlamalar sırasında bölgede insanların yaşadığının en belirgin kanıtıdır.
.
B. İÇ ANADOLU BÖLGESİ VOLKANLARI
Ülkemizde genç volkanik alanların çok
yaygın ve çeşitli volkanik şekiller yönünden zengin olan bölgemiz İç Anadolu’nun güney ve güneydoğusudur. 60 milyon yıl önce 3.
Jeolojik Zaman’da Toros dağlarının yükselmesi sırasında bu
alanda yanardağlar faaliyete geçmiştir. Bu alanda Erciyes (3917 m.), Melendiz (1898
m.), Hasandağı (3268 m) yer alır. Bunlardan Erciyes’in yüksek kısımları her
mevsim karla kaplıdır ve kuzeyinde bir kilometre uzunluğunda dağ buzulu vardırErciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ’ın, bölgeye püskürttüğü lavlar ve volkanik küller, o
dönemde bölgede yer alan göllerde birikerek yumuşak bir taş olan tüf’leri oluşturmuştur. Tüf tabakasının üzeri yer yer
sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtülmüştür. Zamanla bazalt çatlayıp
parçalara ayrılmış ve yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başlamıştır. Yumuşak bir taş olan tüflerin milyonlarca yıl
boyunca yağmur ve rüzgâr
tarafından aşındırılmasıyla sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluşmuştur. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk
arasında "Peri bacası” denilmektedir. Günümüzde Türkiye’nin en turistik
yerlerinden bir olan bu bölge Kapadokya (Pers dilinde “Güzel Atlar
Ülkesi” anlamına gelir) olarak bilinmektedir.
Volkanik gazların oluşturduğu patlama sırasında yerde büyük bir
çukurluk oluşur ve havaya fırlayan maddeler patlama kuyusunun çevresinde alçak bir
halka oluşturursa bu şekle “Maar” denilir. İç Anadolu’da Karapınar
yakınlarındaki Acıgöl ve Meke tuzlası tipik maar
oluşumlarıdır. Acıgöl yaklaşık 1,5 km çapa sahiptir ve içinde
bir göl barındırır. Meke Tuzlası’da bulunan gölde, maar oluşumundan sonra gelişmiş küçük bir volkan konisi yer alır.
C. DOĞU ANADOLU VOLKANLARI
Türkiye’de
volkanik alanların geniş bir yer kapladığı diğer bir bölgemiz Doğu Anadolu’dur. Doğu Anadolu’da volkanik platoların
üzerinde yükselen dağlar, ülkemizin en yüksek dağları arasında girmektedir. Bunlardan
Büyük Ağrı ve onun güneydoğusundaki Küçük Ağrı dağları 130 km çapında ortak bir tabana
sahip olmakla birlikte iki ayrı dağdır. Bu büyük kütle 3000 m.den
itibaren iki ayrı koniye ayrılır. Büyük Ağrı 5165 m. Küçük Ağrı 3925 m. yüksekliğe sahiptir. Dağın yükseltisi daimi kar sınırını
geçtiği için 4000
m. den itibaren buzullar görülür. Volkanlar lav, volkanik breş ve tüflerden oluşur.
Bir inanışa göre, Büyük ağrı dağı Nuh'un gemisinin karaya oturduğu dağdır. Nuh tufanı sonucunda
karaya oturan geminin burada kaldığı öne sürülmektedir. 1983 yılından
itibaren kutsal
geminin kalıntılarını burada arama çalışmaları hızlanmıştır. Günümüzde burası açık hava
müzesi olarak koruma altına alınmıştır. Aslında bu, gemi biçiminde bir şekil, iz (siluet) dir. İlk bakışta gerçekten gemiye benzeyen bu
yapının heyelanın etkisiyle mi, yoksa Nuh’ un gemisinin
karaya oturduğu yer mi olduğu henüz tartışma konusudur. Bu şekil yer kabuğunun bir oyunu
sonucunda oluşsa dahi, şekil yer bilimleri açısından da ilginçtir.
Ağrı’nın güneydoğusunda yer alan Tendürek faaliyeti
en yakın tarihte sona eren volkanlardan
biridir.
Dağ sıcak su ve
gazlar püskürtme evresindedir. Nemrut Dağı, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Van Gölü’nün batısında yer alan bir
volkandır. Yükseltisi
2935 m. olan Nemrut volkanın zirvesinde çapı 6 km.yi bulan ve dik yamaçlar ile çevrili
daire şekilli bir
kaldera bulunur. Kalderanın batısında bir göl yer alır. Jeolojik kayıtlara göre
Nemrut Volkanından son lav çıkışları 1441, 1597 ve 1692 yıllarında yaşanmıştır. 1441 yılında,
halk arasında “Kantaşı Mevkii” olarak adlandırılan yerde, aktivite sonucu lav akıntıları yaklaşık 10 km2'lik bir alanda etkili olmuştur. Günümüzde Nemrut volkanından
sıcak gazlar
çıkmaktadır.
Jeologlar Türkiye'nin faaliyete
geçebilecek en 'riskli' yanardağı olarak, Bitlis sınırlarında yer alan Nemrut Dağı’nı göstermektedirler. İstanbul Teknik Üniversitesi' den
Prof. Dr. Işık Özpeker,
bu yanardağın 564 yıldır
faaliyete geçmediğini ancak volkanın takip edilmesi gerektiğini, Nemrut dağında oluşabilecek bir volkanik patlamanın
bölgede önemli düzeyde tehlike
yaratması söz konusu olabileceğini ifade etmektedir.
Sönmüş bir volkan olan Süphan dağı, Anadolu'nun Büyük Ağrı ve Cilo dağından sonra üçüncü
yüksek dağıdır. Van
Göl’nün kuzeyinde yer alan Süphan dağını en yüksek zirvesi 4058
m.dir ve zirve bir örtü buzulu ile kaplıdır. Bu dağdan çıkan lavlar Van Gölü’ne kadar akmıştır.
Ülkemizin aktif sayılacak diğer bir volkanı Ağrı sınırları içinde bulunan Tendürek
volkanıdır. Dağın doğusunda bulunan ve çapı yaklaşık 500 metre olan kraterden sıcak su
buharları ve hidrojen sülfür gazları çıkar. Bu gazlar kraterin kenarlarında,
sarı renkli bir mineral olan kükürt oluşumunu sağlar. Volkandan püsküren sıcak su
buharlarının sıcaklığı yaklaşık 60ºC civarındadır.
D. AKDENİZ BÖLGESİ VOLKANLARI
Ülkemizdeki genç volkanların bir
bölümü Antakya-Maraş çevresinde (Ceyhan-Hassa) yer alır. Üç tepe volkan
konisinden çıkan akıcı lavlar ovanın eğimine doğru akarak süngerimsi, üzerinde
yürünmesi çok güç bir örtü oluşturmuştur. Halk arasında bu lav akıntılarına “leçe” denilmektedir.
E. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ VOLKANLARI
Bu bölgemizde Diyarbakır’ın kuzeyinde
yer alan Karacadağ çok akıcı lavların üst üste
yığılması oluşmuş basık görünümlü bir volkandır.
SONUÇ
Erimiş durumda bulunan magmanın yeryüzünde
soğuyarak katılaşması sonucu volkanlar oluşurlar. Volkanlar, yerkabuğun zayıf direnç gösterdiği kırıklar, okyanus ortası sırtları,
levhalar arasındaki sınırlar, genç orojenik kuşaklar boyunca oluşur. Patlayan bir volkanın etrafa
sıcak erimiş kayalar
püskürtmesi dünyanın en korkunç görüntülerinden biridir. Aktif durumdaki
volkanlar insan yaşamı için tehdit oluşturmasına rağmen dünyamız için sayılamayacak ölçüde yararları da
bulunmaktadır. Her şeyden önce magmanın yeryüzünde katılaşması ile oluşan magmatik kayaçlar bütün kayaların
kökenini oluşturur. Ayrıca magmatik kayaçların ayrışması ile oluşan topraklar dünyanın en verimli topraklarıdır.
Volkanlardan çıkan su buharı, metan ve karbondioksit gibi gazlar ise gezegenimizin
ilk atmosferini oluşturmuştur.
Dünyanın bazı bölgelerinde yanardağlar etkinlikleri ve depremlerle daha
sık rastlanır.
Türkiye’de
volkanik dağlar ve şekiller bakımından dünyanın en zengin
bölgelerinden biridir.
Ancak
ülkemizde aktif bir volkan yoktur. Yaptığımız yanardağ deneyinde fışkırma bizi ürküttü ve düşündürdü. Dileriz ülkemizdeki sönmüş yanardağlar hiçbir zaman aktif duruma
geçmez.
Kaynakça
Atalay, İ. (1987) Türkiye Jeomorfolojisine
Giriş. E.Ü.
Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 9, İzmir.
Sür, Ö.
(1972) Türkiye’nin Özellikle İç Anadolu’nun Genç Volkanik Alanlarının Jeomorfolojisi A. Ü.
Dil ve
Tarih-Coğrafya
Fakültesi Yayınları No: 223, Ankara.
Yiğitbaşoğlu, H. (2000) Volkanlar Bilim
Yayıncılık, Ankara.
1000 Soru
Bin Cevap, (2002) Milliyet Kitaplığı, Doğan Yayıncılık, İstanbul
Watt
F.(1999) Depremler ve Yanardağlar (Çeviren:Deniz Yurtören), Ankara
Ottenheimer L. (2005) Dağlar (Çeviren: Nedim Kula ), Tübitak
Yayıncılık, Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder